Steve Jobs: Dünyayı Değiştirebileceğini Düşünen Bir Çılgın

“Dünyayı değiştirebileceklerini düşünecek kadar çılgın olan insanlar, bunu yapan insanlardır.”

Apple’ın “Farklı Düşün” reklamı, 1997

Çok satan Benjamin Franklin ve Albert Einstein biyografilerinin yazarı Walter Isaacson, tarafından kaleme alınan Steve Jobs biyografisi ilham verici bir hayat hikayesini anlatıyor. Jobs’la iki yıldan uzun süre boyunca yapılan kırktan fazla röportaja, ayrıca yüzden fazla akrabasıyla, arkadaşıyla, hasmıyla, rakibiyle ve iş arkadaşıyla yapılan görüşmelere dayanarak kaleme alınan bu kitap, kusursuzluk tutkusuyla ve azmiyle kişisel bilgisayarlar, animasyon filmler, müzik, telefonlar, tablet bilgisayarlar ve dijital yayıncılık alanlarında çığır açmış, yaratıcı bir girişimcinin inişli çıkışlı hayatını ve güçlü kişiliğini anlatıyor. Steve Jobs’un katılımıyla hazırlanmış ilk ve tek biyografi olan kitap, Türkçe olarak Domingo Yayınevi tarafından yayımlanmış.

Kitap Steve Jobs’un Apple şirketini nasıl kurduğu ve gençlikteki hayat felsefesi ile başlıyor. Ayrıca Apple logosunun, Alman savaş kodlarını çözen, ardından siyanürlü elma ısırarak intihar eden İngiliz bilgisayar öncüsü Alan Turing’den esinlendiği yönündeki şehir efsanesinin de doğru olmadığını açıklığa kavuşturuyor.

Jobs’un iş hayatına yaklaşımını biçimlendiren tutkularını, takıntılarını, mükemmeliyetçiliğini, sanatçılığını, huysuzluğunu, kontrol saplantısını okudukça onu itici bulmaya başlıyorsunuz. Kitapta Steve Jobs’un iş arkadaşları, ailesi ve diğer sosyal çevresi de objektif bir şekilde konu ediliyor. Hatta silikon vadisi hakkında da meraklıları için aşina gelse de, geniş bir kitleye ilgi çekici gelebilecek bilgiler de veriyor: Örneğin Jobs’un ilk işinin Atari’de dönemin efsane oyunu Pong olduğunu.

Biyografi Jobs’un evlat edinilmesi ile başlıyor; kitap boyunca çocukluğundaki bu terk edilmişlik travmasının onun kontrolcü ve çıkarcı bir yetişkine dönüşmesinde etkili olup olmadığı sorusunu akıllarda bırakarak… Zen tutkusuna rağmen sakin, iç huzura sahip, kişilerarası ilişkilerde yumuşak bir kişi olmayan Jobs, bu tutku sayesinde basit, kullanışlı ve güzel ürünlere imza atabilmiş.

1970’lerin sonunda, Steve Wozniak’la birlikte kurduğu Apple şirketinin yönetiminden, 1985’te yönetim kurulunda kaybettiği güç mücadelesi sonucu çıkarılıyor. Çok geçmeden NeXT bilgisayar şirketini kuran Jobs’un hayatında yeni bir şirket, evlilik ve kendine daha fazla zaman ayırması ile bir değişim süreci başlıyor.

İlk göz ağrısı olan Apple’ın batma noktasına gelmesi ile 1997 yılında Steve Jobs’ın geri dönüşü arasında yaşadıkları, batma noktasına gelmiş bir şirketi alıp nasıl ayağa kaldırdığı, nasıl iPod, iPhone, iPad, iTunes gibi ürünlere imza attığı ve nasıl Apple’ı dünyanın en büyük teknoloji şirketi haline getirdiği, her okuyucunun gerek iş gerekse kişisel yaşamı açısından ders alacağı ipuçlarıyla dolu.

Son bölümde, kansere yakalanışını, günbegün ölüme doğru ilerlediğini okumak oldukça üzücü olsa da hayatta başarıyı arayan herkesin okuması gereken ilham verici bir yaşam öyküsü. Tabii ki Jobs’un Bill Gates’e karşı sürdürdüğü yıllar süren düşmanca yarışından da bahsediliyor. Bir de eğer erken tedaviyi reddetmeseydi, belki de 57 yaşında hayata veda etmeyeceğinden.

Tüm o huysuzluklarına, iticiliklerine, kendi çocukluğunda yaşadıklarını ilk kızına yaşatmasına rağmen, Steve Jobs’un dünyayı değiştirebilen, farklı, sıra dışı bir insan olduğu muhakkak. Apple’ı “ne” değil, “neden” sorusuna cevap verecek şekilde konumlandırmaktan tutun da, iMac kasasının rengi için Jelly Bean şekerleme fabrikasına gidişine kadar! Her ortaya attığı fikir çılgın ve saçma bulunan, ama son gülenin hep kendisi olduğu sıra dışı bir dahi. Niş olacağı söylenen bir ürünü neredeyse her eve sokmayı başaran bir büyücü. Kitabı okuyun, mutlaka siz de etkileneceksiniz!

Filmini de izlemek isteyebilirsiniz: